Türkiye`nin “abi” lik havası söndürüldü
Kafkasya`da
aniden patlak veren ve yedi gün süren savaş bir “ateşkes” le şimdilik
sona ersede, bölgedeki uluslararası güç nüfuzu nedeniyle “sürekliliği
olan sıcak bölge” olma özelliğini koruyacak gibi gözüküyor.
Kafkasya’daki güç çatışması ve derin çelişkilerin pek çok tarafı var.
Gürcistan devleti özgülünde bakılırsa: Osetya, Abhazya ve Rusya
Gürcistan`la direkt savaşan taraf(lar) konumunda bulunuyor.
ABD ve AB ise Gürcistan`ın tarafındalar.
Gürcistan`a siyasal, ekonomik ve askeri olarak destek veren, Abhaz ve
Osetya halkına karşı yayılmacı politika izleyen Gürcistan`ın “toprak
bütünlüğünü” savunan Türkiye ise, Rusya silahla işin içine girince, sus
pus oldu. Türkiye Rusya`nin atağına öylesine hazırlıksız yakalandı ki,
ABD`Dışişleri Bakanı Rice`nin “ kas gösterisinde bulunan Rusya`yı
cezalandırma” söylemine karşı, Dışişleri Bakanının ağzından “diyalog
esas alınmalı” demek durumunda kaldı.
Dış politikasında daima pragmatist ve kurnaz davranan Türk yönetimi, ABD,
Rusya`nın Gürcistan`ı askeri olarak ezmesi karşısında fiilen karşılık
vermediğini görünce, Rusya ile Gürcistan arasında arabuluculuk rolüne
soyundu.
Rusya`ya karşı muhatap alınmak için de “Kafkas ittifakı” nı ortaya
atarak elini güçlendirmeye çalıştı. Tam da bu noktada ABD Dışişleri
Bakanlığı Avrupa ve Asya İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Matt
Bryza´dan tepki geldi. Bryza, Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı “Kafkasya
İstikrar ve İşbirliği Platformu” girişimi nedeniyle yaptığı açıklamada :
''Şaşırdığımı söylemeliyim. Böyle bir girişimin yapılacağı konusunda
bana bilgi verilmedi. Türkiye ile Kafkaslar'da ortaklığımız var ve
Türkiye ve diğer müttefiklerimizle yakın çalışabileceğimizi farz ettim.
Çünkü Türkiye ile Kafkasya ve ötesinde paylaşılan çıkarlarımız var''
diyerek sitemde bulundu.
ABD`nin, Türkiyenin “Kafkas ittifakı” girişimine karşı gösterdiği bu
tepkiyi şöyle de okumak mümkün: “Seninle belli ortak çıkarlarımız ve
ittifaklarımız var ama senle ortak değiliz. Eşit de değiliz. Senin gücün
ve rolün belli. Bunları zorlama. Bizim haberimiz olmadan da kendi başına
atak yapmaya kalkma.”
Peki küçücük bir ülke olan Gürcistan`ı bunca önemli kılan ve dünyanın
süper güçlerini karşı karşıya getiren neden ne?
Hiç şüphesiz ki sahip olduğu enerji kaynakları…
ABD ve AB`nin siyasi vb. desteğine mazhar olan Gürcistan, bunu bulunduğu
jeo stratejik alan ve sahip olduğu ekonomik zenginlik kaynaklarına
borçlu.
AB ve ABD, Rusya`nin -ve de Iran`ın - gücünü kırmak, zayıflatmak için
Gürcistan`a son derece ihtiyaçları var.
Türkiye`nin derdi ise Gürcistan`ın petrol ve doğalgaz´ını batıya
transfer ederek palazlanmak…Avrupa ülkelerinin Rus enerji tekelinden
kurtulmasında “transit taşımacı” lık rolü verilen Türkiye, hem para
kazanacak, hem de bir bakıma güvenlikte olacaktır.
Türkiye`nin daha ötesinde bir rol almasına, yani Kafkasya`daki pastadan
daha fazla pay almaya kalkmasına ABD ve AB`nin kolayca razı olmayacağı
rahatlıkla söylenebilir…
Bu kısa süreli savaş süreci, bir kez daha gösterdi ki, arkanda büyük bir
güç yoksa devlerin savaşında ayak ortasında çiğnenirsin.
ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri, sırf Gürcistan devletiyle sürdürdükleri
çıkar ilişkileri nedeniyle Abhaz ve Osetya halklarının özgürlük ve
bağımsızlık istemlerine sırt çevirerek, “Gürcistan` ın toprak bütünlüğü
ve egemenliği” taraftarı oldular. (Türkiye`nin tutumunu söylemeye gerek
bile yok…)
“Rusya’nın gerçek sınırlarının eski Sovyet sınırlarının dış sınırı
olduğunu” zaman zaman söyleyen yayılmacı Rus yönetimi de kendi çıkarları
gereği, şimdilik Güney Osetya`yı sahiplenmeyi uygun gördü.
Osetya ve Abhaz`lar Rus resmi politikasının dışına çıktıklarında Rusya`nın
tavrının ne olacağı aşağı yukarı bellidir.
Sonuç olarak: bu savaşın şu andaki siyasi ve askeri galibi hiç
tartışmasız olarak Rusya`dır. Osetya ve Abhaz halkları da galip
taraftadırlar.
Her iki halkta yayılmacı Gürcü devlet güçlerine karşı kazanılan bu
muhabereden moral destek buldukları gibi, ulusal sorunlarını,
üzerlerinde uygulanan yok etme politikasını dünyaya yansıtma imkanı da
bulmuşlardır.
Savaşa kadar Gürcistan devletine açık destekler veren, gaza getiren
Türkiye, Rusya`nın fiili müdahalesi ve direniş gösteren Osetya-Abhaz
halkları karşısında adeta yerine çivilenip kalmıştır. Kafkaslarda ve
Asya`da “abi” pozlarına giren Türk devletinin havası böylelikle
söndürülmüştür.
Gürcistan-Azarbeycan-Türkiye arasındaki enerji anlaşmaları ve
planlarının akıbetinin ne olup olmayacağı ise bir süre sonra
netleşecektir.
Bundan sonraki enerji planlama ve düzenlemelerinde Türkiye`nin,
ABD-AB-Rusya arasındaki pazarlık ve mücadelelerin gölgesinde kalacağı
muhakkaktır. Karadeniz`de NATO gücü istemeyen ve bölgede güç olmaya
çalışan Türkiye`nin ilerde ABD yönetimiyle kriz yaşaması da olası
gözüküyor…
ABD`nin Gürcistan`a yardım –Aslında Rusya`ya açık mesaj- amacıyla
göndermek istediği gemilerin günlerdir Türk yönetimi tarafından Boğaz`da
bekletilmesini de ABD`nin kolayca unutacağını sanmıyorum…(Türk
yönetimi ABD gemilerine ancak bugün geçiş izni verdi.)
Sedat Günçekti
|
Me di vê belavokê de
çareserîya pirsa kurd û Kurdîstanê danîye ber çavan. Em bang û gazî li
kes, sazî, rêxistin, rewşenbîr, tezgeh û tendensên sîyasî, demokrat û
humanîst dikin ko piştgirîya banga me bikin. Makale>>>
|