Türklere genelkurmay başkanı olması beklenen ve hala
kara kuvvetleri komutanı olan İlker Başbuğ da Balkan
devşirmesi çıktı. Tempo dergisinin İlker Başbuğ ile
ilgili yaptığı araştırmaya göre hiçbir önemli özelliği
olmayan ve sıradan bir askeri okul öğrencisi olan yetim
İlker Başbuğ Makedonyalı. Türk ordusu, yüksek
mahkemeleri ve üniversiteleri yeteneksiz ve beceriksiz
Balkan devşirmelerinin arpalığı gibidir. Bu kurumlarn
önemli görevleri Balkan devşirmelerine veriliyor.
Tempo dergisinden Selin Ongun ve Cemal
Subaşı’nın yazdıkları araştırma-haber’e göre, İlker
Başbuğ’un babası ve annesi Makedonya’nın Manastır
kasabasından Afyon’a göç etmiş devşirmeler. İlker Başbuğ
7 yaşındayken babası ölüyor ama yetimlik İlker Başbuğ’un
askeri okula girmesine ve yükselmesine engel olmuyor.
Türk devleti kademelerinde sürekli kaydırılan köksüz ve
kültürsüz Balkan göçmenleri, devletin en tepelerine
yerleştiriliyor ve bu Türk devletinin başta Kürt milleti
ama diğer yerli millet ve halklara düşman olmasının en
önemli nedenidir.
İlker Başbuğu tanıyan veya okul
arkadaşları şöyl diyor:
[Bu arada İlker, Harp Okulu’nun
popüler öğrencileri arasında değildi. Ama derslerinde
başarılıydı. Arkadaşları, “Pek ders çalışmıyordu ama
zekiydi” diyor.]
Bunların en büyük ‘zekaları’ devşirme
olmaktır. Ne okulda ne de meslekte başarılı olmayan
göçmenler ‘devşirme zekanın’ verdiği üstünlük ile askeri
kademelerde yükseliyorlar.
İlker Başbuğ’un genelkurmay başkanı
olması gerilime neden olabilir
Türk askeri yetkilileri haziran 2007
de Türk gazetecilerini Eğridire davet ederek, yeni
askeri eğitim ve Türk devletinin Kürdistan’ın güneyine
karşı tutum ve planını açıklmaya çalışmıştı. Medyatik
pohpohlamanın ikinci gününde İlker Başbuğ ‘tampon bölge’
oluşturmak planları ile ilgili bilgi verecekti. Bunu
öğrenen Yaşar Büyükanıt apar topar ve programda
olmamasına rağmen, Eğridire gitmiş ve İlker Başbuğ’un
açıklmasını engellemişti.
İlker Başbuğ bazen damdan düşercesine
açıklamalar yapıyor ve medya daha sonra söylediklerini
silmek zorunda kalıyor. Geçen yıl Kıbrıs’ta yaptığı
konuşma Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkacağı anlamına
geliyordu ama öyle olmadı.
İlker Başbuğ’un ‘Oremar olayları’
olarak bilinen ve bir çok Türk askerinin ölümü ve en az
8 askerin esir dişmesi ile sonuçlanan olay ile ilgili
konuşması da ‘farklı’ idi. Türk medyası ve Türk
devletinin resmi açıklamalarını yalanlayıcı bir
tarzdaydı. Ama Türk medyası birkaç saat sonra İlker
Başbuğ’un konuşmasını ‘standard’ hale getirmişti.
İlker Başbuğ Kürt milleti ile ilgili düşüncelerine
açıklık getirmek ve Kürt milletine dişman olmadığını
açık ve tutumu ile göstermezse, genelkurmay başaknlığı
problemli olur ve gerginliğe neden olur.
Türk devletine hakim olma savaşı devam
ediyor ve devşirmelerin hakimiyeti gittikçe zayıflıyor.
Türkiyedeki gerginliğin bir nedeni de Balkan göçmeni
devşirmelerin devlete hakim kalma çabasıdır. Türk
medyası daha önce İlker Başbuğ’un emekli olma ihtimalini
yaymıştı. Buna karşılık Yaşar Büyükanıt kendi süresini
uzatmayacağını söylemişti. Ama son 5-6 ayda Genelkurmay
2. başkanı Ergin Saygun’un daha fazla sesini duyurduğu
ve öne çıktığı, buna karşılık İlker Başbuğ’un ise
görünmez olduğu da gerçektir. Ergin Saygun ile İlker
Başbuğ’un aynı guruptan olmadıkları da biliniyor ve Türk
ordusu içerisindeki gurup çatışmalrı artık gizlenemiyor.
Düşman için
öngürülebilir olmaktan kurtulmak için, bütün ulusun
sosyal-psikolojik olarak değişmesi şart değil. Az sayıda
insanın öngürülebilir olmaktan çıkması, bütün ulusu,
öngürülebilir olmaktan çıkaracaktır.
Mesela; Türk
ordusunun sıradan neferlerinin %50’ye yakını Kürt’tür.
Askerlik yapan Kürt’lerin %10’unun Türk devleti için
güvenilir olmaktan çıkması, bütün Kürt askerlerini Türk
devleti için güvenilir olmaktan çıkaracak ve dolayısıyla
Türk ordusu işlemez hale gelecektir. |
|