Kerkük bir sorun olmaktan ziyade artik bir savas
alanina dönüsme yoluna girmis durumda. ABD’nin taraflara yaptigi büyük
baski sonucu Irak Meclis Baskani Meshedani’nin kirli oyunlari sayesinde
tek bir madde için, 24. madde için kapali oturum düzenledi ve yangindan
mal kaçirircasina bu maddeyi meclisten geçiriverdi. Bay Meshedani,
Kerkük için “Küçük Irak” belirlemesini yapiyordu. Yani bu Zat’in yaymaya
çalistigi propagandasal belirlemeleri ile orada da Kürtler’i azinlikta
gösteriyordu. Arap Turkoman ve Kürtler Kerkük’ün yönetimini yürütmekte
esit dilimlere sahip olacaklardi.Iste bu seçim kanunu zurnanin zirt
dedigi nokta oldu.
Seçim kanunu dolayisiyla bir Kürt-Arap ve Türk
Devleti destekli (Turkoman reform hareketi hariç) hariç, anti-Kürt veya
ITC’ne bagli Türkomanlar’in Kürtler ile girisecegi çok yikici bir savas
Eylul-2008’e ertelenmis gibi görünüyor. Bunun isaretlerini bir intiharci
ITC’li terörist tarafindan Kerkük’te patlatilan bomba ile verilen
mesajdan okuyoruz. Bomba, Meshedani denilen zatin “seçim kanunu” dedigi
Kerkük çikmazini derinlestirmekten baska bir ise yaramis degildir.
Kürtler Güney’in bastanbasa bütün önemli sehirlerinde mitingler
baslattilar. Onbinler’in katildigi Kerkük mitingi ilk “êdî bese”
haykirisi oldu. Mitingin en heyecanli aninda patlatilan ve 25 cana mal
olan olan canli bomba terörist eylemi kitleyi korkutacagina daha da
hirslandirdi. Bir tek kisi dahi alani terk etmedi. Hatta miting devam
ederken kitle, terörist saldirinin sorumlusu olarak gördügü ITC bürosuna
bile saldirdi. Daha sonra mitingler dalga dalga yayildi. Süleymaniye’de
300 bin kisi, Hewlêr’de 100 bin’i askin insan, ardindan Kürtler Duhok,
Xaniqîn, Ranya, Halabçe ve diger sehirlerde yürüdüler. Güney ilk kez bu
kadar siki bir sekilde birlesmisti.
Bu noktaya nasil gelindi, Meshedani kanunu Sn
Talabani tarafindan veto edilinceye kadar geçen süre içinde neler
cereyan etti, söyle üstünkörü bir bakalim:
Kanunun bir tek maddesi için düzenlenen gizli
oturumda “kabul” edilmesinden önce Meshedani-Maliki ikilisinin bilhassa
ABD Yöneticileri ve Türkler ile çesitli temaslari oldu. Bu temaslar 13
temmuzda baslayan Kürt diplomatik atagi ile cevaplandirilmaya çalisildi.
Sanirim bu esnada ABD’nin olumsuz tutumu sonucu Barzani Beyaz Saray
tarafindan daha önceden yapilan “ziyaret” çagrisini “kullanmadi”. Kürt
Heyetleri, Basta Barzani olmak üzere büyük bir kirginlikla geri döndüler.
Mahmud Osman, Barzani’nin Bagdad ziyaretini degerlendirirken anti-Kürt
yasanin kabul edilmesi için Türkler’in Meshedani-Malik ikilisine adeta
açik çek verdigini baska sözlerle de olsa ifade etti.
Dönüslerinde Barzani hiç soluklanmadan Bagdad’a
gitti. Orada Arap liderlerle çok siki bir müzakere maratonu yasadilar.
Ama Türkler, ABD ve iç düsmanlarin tavirlarina Bakan Baskan Barzani ve
YNK, Araplar’in büyük bir pervasizlikla hukuk dinlemez tavirlarini
gördüler. Asil cesareti ABD’den aldiklari biliniyordu. Bagdad’daki
müzakereler Malik-Meshedani gibi yeni Saddamlar’in vurdum duymaz
tavirlari ile yokusa sürülmüs, adeta basarisiz kalmasi için elden gelen
yapilmisti.
ABD, Türkler, Yetim-i Esad ve Iç Düsmanlar
tarafindan kusatilan Kürt Halki için is basa düsmüstü. Kizginlik dalga
dalga her tarafa yayiliyordu. Öte yandan Arap tehdidi, ABD ve Türkler’in
bu yeni Saddamlar’i desteklemesi at basi yürütülüyordu. Sessiz bir savas
sürmekteydi. Kürt Halki için is basa düsmüstü artik. Basin ve ajanslarda
yer aldigi kadariyla Kürtler ilk hamle olarak Kerkük’e giris ve
çikislari kontrol altina almislardi. Bazi çevrelerin yalanlamalarina
ragmen, sonraki gelismeler ile bunun dogrulugu gün gibi ortaya çikmisti.
Kürdistan Liderligi’nin bu kusatma ile elde etmek istedigi sonuçlar
söyle siralanabilir;
-Kerkük’e terörist sizmalari engellemek,
-Yeni bir arabizasyonun önüne set çekmektir (bu
sadece güçlü bir tahmindir).
Daha sonra Irak Ordusu içinde yer alan Kürt
Birlikleri’nin Kerkük’ten Xaniqin’e kadar genis bir alanda devriyeye
çiktigini yine basin ve ajanslardan ögrendik. Kürt Askeri Birlikleri’nin
Sengal’den Mahmur’a kadar olan bölgeleri denetim altinda tuttuklarini
daha önceden biliyoruz.
Bunun üzerine Gözleri korkan Araplar’in ABD ve
Türkler’le temasa geçtiklerini, “Seçim Kanunu’nun daha saglikli”
görüsülmesi için eylüle kadar özellikle Araplar’a süre taninmasini
istediklerini gözlemledik. Öte yandan Arap Yönetimi, Kürtleri tehdit
edecek sekilde asiret güçlerini harekete geçirdi. Bunlardan 60 Arap
asiret reisi Kürtler’e karsi savasmaya hazir olduklarini beyan ettiler.
Turkomanlar ise bir anda sindiler..
Kürt Milleti birlik halinde bulundugu zaman
neler yapabilecegini dosta düsmana açikça gösterdi. Bu birlige karsi
Irak’taki güçlerin dayanamayacagini orta yere serdiler. Türk’e
tavsiyemiz, “kirmizi çizgi”lerini baris ve demokrasi çerçevesinde
çizsinler. Aksine bir davranisa Baskan Barzanî’nin dedigi gibi;
“Yabanci! Elini Kerkük’ten çek!” diyoruz. Daha da uzarsa Kürdistan'daki
elleri de kesilir.
“EDÎ BESE!”
Sirac Kekuyon (Bilgin)