Ana Sayfa -----
Home
KÜRDİSTAN'DA SAVAŞ
I. Dünya savaşı sonrasında çizilen sınırların geçersizliği ortaya
çıktı.
I. dünya savaşı akabinde, Wilson Prensiplerine göre kabul edilen
Kürt ve Ermeni sınırlarının, bölgenin doğal halklarının uluslararası
haklarının yok sayılarak, bunların yerine, Türk ve Arap
hükümranlığına dayanılarak aceleden çizilen ve bölge halklarının
iradelerini hiçe sayan antlaşmaların yok sayılması süreci devam
ediyor.
Mızrak çuvala sığmıyor artık. Kürtlerin esirliği stratejisi, Türk
Arap işbirliği üzerinde inşa edilen yapay Ortadoğu dengeleri,
dünyanın bütün güçlerinin katılması ile oluşan en ağır savaş
şartlarına rağmen artık korunamıyor. Türk ve Arap devletleri,
Kürtleri yok sayma sürecini devam ettiremiyor, Kürt düşmanları kan
kaybetmeye devam ediyorlar. TC'nin son olarak sarıldığı Osmanlı'ya
geri dönüş politikası da tutmayacaktır. Zaman, şimdiki tabiat
kanunlarına göre geri çevrilemez. Ne Osmanlı ne de büyük Türk
devleti kurulamayacak, Kürtler'e en haince düşmanlıkta buluna TC
devletinin de sonu gelecek, bir MİT senaryosu olan İmralı teorisi de
tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Kürtler ne Osmanlı nede Kemalist denilen soysuz devşirmelerin
değişen bukalemun renklerine özen duyuyor, ne de onların sonsuz
yalan dolanlarına kanıyorlar.
Kürtler, osmanlı ve İslam adına başlarına yeniden sarılmak
istenen çuvalları istemiyorlar. Türklerin sahtelikleri, seçim
yalanları, din kisvesi altında yürüttükleri oyunlar gına getirdi ...
AKP soytarıları, saray ve konaklarda dünyanın en lüks vila ve
feribotlarında zevk seva peşinde iken, bunlara uşaklığa soyunanların
Kürtleri oyalaması büyük bir ihanettir...İmralı adasında bir
hapishane hücresinden, Erdoğan'ın 1150 odalık sarayında uşaklık
hayali, Vahdettin köşkünde kapıkulu olma sevdası ile önderlik değil,
ancak halka ihanetin en büyük bir şekli sergilenebilir...!!
Osmanlı, soykırımları başlattı: şimdiki DAİŞ eski Oamanlı
halifeliğini devamını istiyor.
AKP liderlerince desteklenen Irak’ta siyasal İslamcı IŞİD (yeni
adıyla İslam Devleti-İD) eliyle uyguladığı, osmanlının devamı olarak
şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir vahşet politikası ve soykırımcı
bir zihniyetle Suriye’de ve bölgede kendinden saymadığı kadim
unsurları;Kürtleri, Hristiyanları(Asuriler, Kildaniler, Nasturiler,
Süryaniler, Ermeniler,…), Ezidileri, Nusayrileri, Şiileri,
Kakaileri, Mandaileri (Sabailer), Şabakları, … ve önüne çıkan
herkesi yok ederek ilerlemeye devam etmesi TC desteği olmadam mümkün
olmayacaktı..TC tarafından desteklenen İslam Devleti, daha önce
Suriye sınırları içerisinde Arami kasabası Malula’da ve 1915
Soykırımından arta
kalan Musa Dağ
direnişçilerinin mirasçısı Ermeni kasabası Kessab’ta, Akdeniz kıyı
şeridinde Nusayri bölgelerinde başlatılıp uygulanan vahşet
politikası da TC tarafından planlanmaktadır...
Türk-Arap hükümranlığına soyunan yeni İslam Devleti’nin sebep olduğu
insan hakları ihlalleri ve soykırıma varan etnik temizlik hareketi,
Musul, Hıristiyan, Kakai, Ezidi, Mandai, Şabak,.. gibi Ortadoğu tek
ve çok tanrılı dinlerine mensup etnik ve dini azınlıkların
yaşadığı bir bölge olduğu gibi bu etnik ve dini azınlıkların
tarihsel topraklarını gasp etme eylemleri bizzaat (2012-2014)MİT
tarafından yönetilmiştir.
İslam Devleti’nin ilerlemesinin en önemli ayağı Musul başlangıcının
Türkiye üzerinden tezgahlandığı sünni politikacı ve yöneticilerinin
Türkiye’ye geliş gidişlerinden ve Türkiye’yi mesken tutmalarında
ispatlanmıştır.
Bu durumda, can çekişen bu haritada diretmekte fayda yoktur.
Türkler, herkesi ezmek, eski Osmanlı alanlarını yeniden ele geçirmek
için İŞİD denilen çeteleri kullanıyorlar. Kürtler olarak bunların
haritalarını kabul edemeyiz.
Ortdaoğu hakları, Kürtler ve diğer ezilen halkların yok sayılması
temelinde çizilen harita ve kuruılan sahte devletlerin yerine,
şereflice, her halkın hak hukukuna saygı gösterecek yeni bir
yapılanmayı istiyor.
Ortadoğu haritası yeniden
çizilmelidir.